Elijah Wood (Frodo Baggins)
BİYOGRAFİSİ
Hakkında
28 Ocak 1981’de Amerika’nın Iowa bölgesinde dünyaya gelen Elijah Wood, döneminin en saygı gören ve en rahat rol bulabilen aktörleri arasında yer alıyor. Annesinin teşvikiyle daha çocukluk çağlarında modellik yapmaya başlayan Elijah, 1988 yılında ailesi ile birlikte Los Angeles’a taşınmadan önce birtakım yerel reklamlar da boy gösterdi.
Wood ilk önemli çıkışını bu taşınmanın hemen ardından bir Paula Abdul videosunda küçük bir rol alarak gerçekleştirdi. Bunu film çalışmaları takip etti. 1989’da “ Back to the Future 2 ”de önemsiz bir rol aldı. Ancak küçük oyuncunun dikkatleri üzerinde toplaması, 1990’da Barry Lewinson’un “ Avalon ”da Aidan Quinn’in oğlunu canlandırmasıyla olacaktı. (“ Avalon ”, ilk bölümlerini “ Diner ” ( 1982 ) ve “ Tin Men ”in oluşturduğu Baltimore üçlemesinin son filmiydi. ) Eleştirmenlerin beğenisini toplayan ve dört dalda Oscar adayı gösterilen filmin bu başarısından Wood da nasibini aldı.
Yine 1990’da çekilen “ Internal Affairs ”ta da Richard Gere ile birlikte kamera karşısına geçtikten sonra, artık daha büyük ve önemli bir rol almasının vakti gelmişti. Bu fırsatı ona “ Paradise ” verecekti. 1991 yapımı filmde Wood, Melanie Griffith ve Don Johnson ile birlikte kamera karşısına geçecek ve ayrılmış olan çiftin yeniden biraraya gelmesini sağlayan genç Willard Young’u canlandıracaktı. Filmdeki performansıyla beğeni toplayan aktörün sonraki çalışmaları, Mel Gibson ve Jamie Lee Curtis’in rol aldığı “ Forever Young ” ( 1992 ) ile aynı yıl çekilen “ Radio Flyer ” oldu.
1993’te Joseph Ruben’in yönettiği “ The Good Son ”da Macaulay Culkin ile birlikte başrolleri paylaştı. Filmin gişe hasılatı hayli düşüktü. Bunda, izleyicilerin, “ Home Alone ”un yaramaz ufaklığı Culkin’i bir psikopat olarak kabul edemeyişlerinin de etkisi vardı. Ancak, Wood’un filmdeki rolü, daha sonra alacağı düşünceli, iyi niyetli ve belki de biraz kafası karışık karakterlerin başlangıcı olacaktı. Aktörün bir sonraki filmi “ The Adventures of Huck Finn ” oldu( 1993 ). Bu filmde farklı bir karakter çizmiş olsa da, 1994 yapımı “ The War ”daki rolüyle yine benzer bir rollere dönüş yaptı.
1994 yılında “ North ”ta da rol aldı. Her ne kadar film çok olumsuz eleştiriler alsa, gişede büyük hüsrana uğrasa da, bu Wood’un filmdeki rolüyle olumlu puan toplamasına engel olamadı.
Aktörün bir sonraki filmi olan “ Flipper ” ( 1996 ) da pek başarı gösteremedi. Ne var ki, Wood, bundan sonraki çalışması olan “ The Ice Storm ” ile şeytanın bacağını kıracaktı. Ang Lee’nin yönettiği film, gerek eleştirmenlerin gerek de sinemaseverlerin beğenisini topladı. Bu da, filmin genç aktörün kariyerinde önemli bir yer tutmasına sebep oldu.
1998’de “ Deep Impact ” ve “ The Faculty ”de rol aldı. Ticari anlamda küçümsenemeyecek başarı elde eden bu filmler, Wood’un ‘çocuk-star’lıktan ‘etkileyici genç aktör’lüğe geçişinin de başlangıcı oldu. Bir sonraki yıl James Toback’ın “ Black & White ”ında rol aldı. Bunu, “ The Bumblebee Flies Anyway ” ve “ Chain of Fools ” takip etti. (2000)
Wood’un yeteneğini tümüyle sergileme ve dünya çapında şöhreti yakalama fırsatı bulduğu “ Yüzüklerin Efendisi ” üçlemesi, J.R.R Tolkien’in kitabından Peter Jackson tarafından sinemaya aktarıldı. 2001 yılında üç bölümü birden tamamlanan filmde Ian McKellen, Cate Blanchett, Liv Tyler gibi pek çok ünlü oyuncuyla birlikte kamera karşısına geçen Wood, Frodo Baggins karakterini başarıyla canlandırdı.
Aktörün 2001’de rol aldığı bir diğer yapım, yönetmenliğini Edward Burns’ün üstlendiği “ Ash Wednesday ” oldu. Bir suç draması olan filmde Oliver Platt ve Rosario Dawson da rol aldı.
Hakkında
28 Ocak 1981’de Amerika’nın Iowa bölgesinde dünyaya gelen Elijah Wood, döneminin en saygı gören ve en rahat rol bulabilen aktörleri arasında yer alıyor. Annesinin teşvikiyle daha çocukluk çağlarında modellik yapmaya başlayan Elijah, 1988 yılında ailesi ile birlikte Los Angeles’a taşınmadan önce birtakım yerel reklamlar da boy gösterdi.
Wood ilk önemli çıkışını bu taşınmanın hemen ardından bir Paula Abdul videosunda küçük bir rol alarak gerçekleştirdi. Bunu film çalışmaları takip etti. 1989’da “ Back to the Future 2 ”de önemsiz bir rol aldı. Ancak küçük oyuncunun dikkatleri üzerinde toplaması, 1990’da Barry Lewinson’un “ Avalon ”da Aidan Quinn’in oğlunu canlandırmasıyla olacaktı. (“ Avalon ”, ilk bölümlerini “ Diner ” ( 1982 ) ve “ Tin Men ”in oluşturduğu Baltimore üçlemesinin son filmiydi. ) Eleştirmenlerin beğenisini toplayan ve dört dalda Oscar adayı gösterilen filmin bu başarısından Wood da nasibini aldı.
Yine 1990’da çekilen “ Internal Affairs ”ta da Richard Gere ile birlikte kamera karşısına geçtikten sonra, artık daha büyük ve önemli bir rol almasının vakti gelmişti. Bu fırsatı ona “ Paradise ” verecekti. 1991 yapımı filmde Wood, Melanie Griffith ve Don Johnson ile birlikte kamera karşısına geçecek ve ayrılmış olan çiftin yeniden biraraya gelmesini sağlayan genç Willard Young’u canlandıracaktı. Filmdeki performansıyla beğeni toplayan aktörün sonraki çalışmaları, Mel Gibson ve Jamie Lee Curtis’in rol aldığı “ Forever Young ” ( 1992 ) ile aynı yıl çekilen “ Radio Flyer ” oldu.
1993’te Joseph Ruben’in yönettiği “ The Good Son ”da Macaulay Culkin ile birlikte başrolleri paylaştı. Filmin gişe hasılatı hayli düşüktü. Bunda, izleyicilerin, “ Home Alone ”un yaramaz ufaklığı Culkin’i bir psikopat olarak kabul edemeyişlerinin de etkisi vardı. Ancak, Wood’un filmdeki rolü, daha sonra alacağı düşünceli, iyi niyetli ve belki de biraz kafası karışık karakterlerin başlangıcı olacaktı. Aktörün bir sonraki filmi “ The Adventures of Huck Finn ” oldu( 1993 ). Bu filmde farklı bir karakter çizmiş olsa da, 1994 yapımı “ The War ”daki rolüyle yine benzer bir rollere dönüş yaptı.
1994 yılında “ North ”ta da rol aldı. Her ne kadar film çok olumsuz eleştiriler alsa, gişede büyük hüsrana uğrasa da, bu Wood’un filmdeki rolüyle olumlu puan toplamasına engel olamadı.
Aktörün bir sonraki filmi olan “ Flipper ” ( 1996 ) da pek başarı gösteremedi. Ne var ki, Wood, bundan sonraki çalışması olan “ The Ice Storm ” ile şeytanın bacağını kıracaktı. Ang Lee’nin yönettiği film, gerek eleştirmenlerin gerek de sinemaseverlerin beğenisini topladı. Bu da, filmin genç aktörün kariyerinde önemli bir yer tutmasına sebep oldu.
1998’de “ Deep Impact ” ve “ The Faculty ”de rol aldı. Ticari anlamda küçümsenemeyecek başarı elde eden bu filmler, Wood’un ‘çocuk-star’lıktan ‘etkileyici genç aktör’lüğe geçişinin de başlangıcı oldu. Bir sonraki yıl James Toback’ın “ Black & White ”ında rol aldı. Bunu, “ The Bumblebee Flies Anyway ” ve “ Chain of Fools ” takip etti. (2000)
Wood’un yeteneğini tümüyle sergileme ve dünya çapında şöhreti yakalama fırsatı bulduğu “ Yüzüklerin Efendisi ” üçlemesi, J.R.R Tolkien’in kitabından Peter Jackson tarafından sinemaya aktarıldı. 2001 yılında üç bölümü birden tamamlanan filmde Ian McKellen, Cate Blanchett, Liv Tyler gibi pek çok ünlü oyuncuyla birlikte kamera karşısına geçen Wood, Frodo Baggins karakterini başarıyla canlandırdı.
Aktörün 2001’de rol aldığı bir diğer yapım, yönetmenliğini Edward Burns’ün üstlendiği “ Ash Wednesday ” oldu. Bir suç draması olan filmde Oliver Platt ve Rosario Dawson da rol aldı.